Ara

Baba...

  • #baba




    çocukluğum dün bitiverdi. 
    kara şimşek'e babamsız ilk defa dün bakabildim. 
    babamla en sevdiğimiz diziydi kara şimşek. maykıl şimşek'le konuştukça, önündeki kırmızı ışık yandıkça babama dönüp "bizim arabaya da bundan taktıralim" diye tuttururmuşum.

    çocukluğum van'da geçmişti ve meraklı bakışlar altında arabamizin kara şimşek ışığıyla ilerlemesinden öyle mutlu olurdum ki,kendimi maykıl,babamı da şimşek sanır konuşurdum "dizi dizi". 


    şimşek babam bu gece ardında kapkaranlık bir matem bırakarak gidecek.

    yatmaya giderken son sözü "hadi ben gidiyorum,allah rahatlik versin" olmuştu.

    rahatlık vermedi allah, bir sene önce bu gece,en azından bu tarafta... 


    babamsız ilk yıl nasıl mı geçti?

    her sabah o yatağa boş boş bakarak, yazmaya ve anlaşılma merakına küserek... ve onun gibi boşvererek,hiçbir şeyi senin üstüne iş olarak gelmediği müddetçe ciddiye almayarak,tıpkı onun kadar alay ederek...


     onun boşluğunu inatla "yokluk" diye tarif etmekten kaçıyorum,yüzleşmenin asĺında çok çiğ olduğu icin gerçekçi bi' eylem olduğunu sanıyorum,itinayla uzak duruyorum.

    itinayla her kaçışımı bir ufaklık anısına bağlıyorum, onun yokluğu ne zaman bir yüzleşmeye yaklaşıyorsa yüzümü biriktirdiğim çocukluk eşyalarına sürüyorum,anneme belli etmeden,çocuksu bi" saklanmaya yaslanıyor,yaşlanıyorum.

    acı, hiç acımadan büyüyor;içimin acımasına ve kendime dönüp üzülmeme fırsat vermeden bi' hızla, hazsız olgunlastiriyor.

    baba,meğer yokluğuyla olgunlastiriveriyormuş.

    rüyana 1 dk. girip 1 hafta çıkmayarak, yaşlandıkça senin reflekslerine konarak,
    sezdirmeden sızarak... hasan ali toptas'ın "Yalnızlıklar"ındaki baba kısmının üstüne hiçbir şey yazamam; laf dolandırıcılığı ağırlaştırılmış hapisle cezasını bulmalı.

    nihayetinde,
    halimin her yetime benzememesi için hatıralardan bir özgünlük yakalama telaşım devam ediyor... özlemin çok ağır bir yük,çekmeyi seviyorum #baba rahmet ve minnetle.