Ara

hah

Birgül Oğuz, "Hah", Metis, Ekim 2012.




"Çünkü onlar 'annelerini erken, babalarını ölümlerine yakın seviyor'. Onlar en çok bunu biliyor. Babalarsa sevilmeye gelmiyor. Babalar bir kere sevildi mi hemen kısalıp ölüyor. Buna önce yas, sonra yasa deniyor. Böyle oluyor: Çocuk tüfeği e
line alıyor. Namlunun ucunda: okunaksız bir baba. Sonra korkunç şeyler oluyor. Kırık cıncık ve leke. Saçma ve kül. Ve bir de bakmışsın, baba gökte soluk bir amblem. Tedavülden kalkmış delik para." 

Birgül Oğuz'un kitabı "yas" üzerine. Ancak yalnızca kişisel bir kaybın yasını tutmuyor "Hah". Hafızalardan silindi silinecek "yılbindokuzyüzeylül" devrini şimdiye fırlatmak arzusunu da duyuyor. Temsil, telafi ve idrak edilemez olanı temsil, telafi ve idrak etmeye çalışıyor. Zamanın yas'a müdahalesi, halden hale geçen öykülerin dilinde buluyor karşılığını.

birgül oğuz'un içindeki oğuz atay hiç sırıtmıyor. her şey yerli yerinde. orası neresiyse artık, yazara sorulmaz. ("hah").

"hah"tan sonra birgül oğuz'un master tezine tekrar baktım. tez,sanki öykü kitabına dönüşmüş: "o.atay'da yazarlık kurumunun iflası ve edebi intihar"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder