Ara

Dinksizleşen Cinayet

Ece Temelkuran, geçenlerde Dink’e bir mektup yazmış ve onun adının artık nasıl kullanılageldiğini üzülerek anlatmıştı. Dink, zanlıların her gün yeni bir çift kale maç yapacak kadar artan sayıları karşısında eziliyor, ölümü bir cinayet haberinin öznesi olmaktan silik bir nesnesi olmaya doğru ilerliyordu. “Hrant Dink’i öldüren katil zanlısı…”, “Hrant Dink cinayetinin itirafçısı…”, “Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra açılan pankartlar…”, “İnternet sitelerindeki Dink suikastına yönelik Samastist yorumlar…”, “Dink cinayetinde yabancı servis bağlantıları” vb. cümlelerle sunulan haberler, bir bedenin üzerine nasıl da basılıp geçilebileceğini, soğukkanlılığın patlayan bere satışı yorumlarıyla zirveye oturabildiğini anlamaya yetiyor. Artık Dink yaşamıyor ama asıl sorun cinayetin “Dinksizleşme”si. Hrant Dink, katil(ler)i ve her gün yerine yenisi eklenen gelişmeleri tanımlamak için kullanılan öylesine bir “şey”e dönüştü. Emeç’te, Üçok’ta, Mumcu’da, Kışlalı’da, Hablemitoğlu’nda da aynı sorunu yaşamadık mı? Bu ülke, yorum sevdalılarının kalemleri altında değerlerini yitirmeye devam ediyor. Cinayetler, kalemle kağıdın kurduğu iktidarda aydınlatılmaya çalışılırken, ölenlerin bedeni unutuluyor. Belki de asıl sorun, kurşunu sıkanı yakalamak için onun peşinden pervasızca koşarken, yerde yatan ölümüzün cenazesini kaldırmayı, yasını tutmayı unutmaktır. Herkes dedektifliğe soyununca, doğal olarak katil sayısı artıyor; arz- talep meselesi... Mazur görünüz ama bir saatten sonra her cinayet, kalemle kâğıdın hâkimiyetini pekiştiriyor.

İnsanını düşünmediği, demokratikleşemediği söylenen devletin mantığını bu sefer yorumcular(ı) takip etmiyor mu? Güzel bir söz var: Faşizm de sosyalizm de devletle değil, iki kişi arasında başlar. Hakikaten öyle, adaleti gökyüzünde aramaktan, tartışmalarını kuramsal adalet zemininden türetmekten gündelik hayatta adaleti tesis etmeye vakit bulamayanlar, bir cinayetten sonra şimdi adaleti bekler oldular… İnsanı unutarak ve cinayetin aydınlatılmasını Dinksiz düşünerek nereye kadar, kimin için adalet?

Ölüler gitsin, onlar için bir dakika saygı duruşu yapılsın ve kalan sağlar arasında maç başlasın!
Yorumunu insanını unutmadan yapan bir ülke olmak bu kadar zor mu?
Sevgiler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder