Ara

Anıtkabir Türbesi

222 A...555 K...3 sizden, 3 bizden...147'ler...14'ler...11'ler...68'liler...47'liler...49'lar...1402'likler...12'li darbeler...9'lar...28...5+3'e evet mi hayır mı?301 katil mi, bekçi mi?184 mü, 367 mi?27 Nisan...22 Temmuz...Biz Kaç Kişiyiz?

Sayıların hükümranlığı arasında düşmeden dolanması istenen bir toplum.
Bir mesaj verirken saymadan duramıyoruz.

Türkiye'nin siyasi tarihi biraz da sayıların tarihi değil mi?

Yukarıdaki sayı demetinden anlamlı bir dizi oluşturmaya çalışsanız ulaşacağınız sonuç ne olur?

Bugün için konuşursak...

Bir yanda bir devrin ateşleyici 555 K şifresi, diğer yanda açılmaya zorlanan yeni bir devrin alel acele yan yana getirilmiş tesadüfi sayıları.

Hak ve özgürlüklerin önünde "ya devamı gelirse..." bilirkişiliğiyle duran malum inatçı direniş sürüyor. İki kutup arasında olmak zorunda bırakılmamız, 'ya ondansın ya benden'lere zaptedilişimiz. ..
Sonra da 'demokrasi düşmanı' diye nitelendirilen bir DP ve bugünkü devamcısı gibi sunulan AKP...
Bu partinin oldubittiye getirdiği yasa düzenlemelerine karşı girişilen tepki, en az hükümet kadar demokrasiyi baltalamıyor mu?

Üniversitelerarası Kurul'da boy gösteren Celal Şengör... Geçen sene Kara Harp Okulu açış dersinde zehir zemberek 'şeriata karşı önlemler' konuşmasıyla komutanlardan nasıl da alkış toplamıştı! Ardından "ordu elbette demokrasilerde müdahale edebilir" özlü sözü...

Demokrasi bir uzlaşı mı, körler sağırların birbirini karanlıkta tokatlamaya çalışması mı? Bugün Anıtkabir'i türbeye çeviren, her şikâyetinde "Atam, atam bak bize napıyolar" diye somurtan bir militan zihniyet mi demokrasi getirecek?

Üstelik yaratıcı bir direnişle hükümetin karşısına çıkamayan, atasının arkasına saklanıp laf atan bir zihniyetle ülke, halının altına süpürdüğü hangi sorunu rahatlıkla tartışacak?

Kalıpların dışında, biraz daha anlayış içeren bir şeyler söylendiğinde "sen de onlardan olmuşsun vallahi"leriyle mi özgürlükler genişleyecek, derinleşecek?

Bugün, adına demokratik tepki denen Anıtkabir (artık bu eylemlerden dolayı ya Ağlama Duvarı ya da Hacıbayram'a dönüştürülen) yürüyüşleri, öfkeleri mobilize etmekten, insanlara 'tehlikeyi' göstermekten bile aciz...

Zira hiçbir yenilik içermiyor. İçermediği için de gün geçtikçe sıradanlaşıyor.
"222 A... Ha, tamam abi görüşürüz..." kadar sıradan bir ctesi buluşmasında çaya, kahveye davet edilmek, her gün gördüğün arkadaşınla Kızılay'da buluşmak kadar duygudan yoksun, taban yoksulu...

Hava o kadar aynı geliyor ki, koklamaya gidesim gelmiyor
Fotoğraf çekmek için bile gidesim gelmiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder