Ara

Hani...


Yıllarca, senin bir ülkü, bir uzak olanak, bir özlem olarak koruduğunu;
o, gerçekleştire, gerçekleştire yürüdü, sana doğru
- sen, o ülküyü güdükleştiren, o olanağı daha da uzaklaştıran,
o özleme hüsran getiren yerlere girip çıkarken;
o, onu saf, arı, dokunulmamış haliyle yaşadı - ve yürüdü...

Şimdi, sana ulaştığını sanmışken - sana "en çok senin olan"ı getirmişken
- gelmişken - , sende bulduğunu sandığı şey aslında bir 'hiç'miş...
bugünden sonra 'her şey' olmaya çalışsan da 'hiç'liğini değiştirebilir misin?

Kişi, en içten, en içteki sesine bile aykırı düşebilir mi?
Düşer'miş', anlıyorsun...

Oruç Aruoba, Hani, s. 42.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder