Ara

Wikileaks ya da Terbiyesiz Olmak Ne Zaman Vazifemiz Olur?

Slavoj Žižek




Slavoj Žižek’in London Review of Books dergisinde Good Manners in the Age of WikiLeaks adıyla yayımlanan yazısının, Žižek’in kendisinden alınan Wikileaks, Or, When It Is Our Duty To Disturb The Appearances adlı versiyonundan çeviren: Sabri Gürses



Wikileaks tarafından açığa çıkarılan diplomatik telgraflardan birinde Rus Putin ve Medvedev çifti Batman ve Robin olarak niteleniyor. Bu benzetmenin izini sürmek lazım: Wikileaks’i örgütleyen Julian Assange da Christopher Nolan’ın oynadığı Karanlık Şövalye’deki Joker’in gerçek yaşamdaki karşılığı değil mi? Filmde, yozlaşmış ve saplantılı bir kabadayı olan, kendisi de cinayetler işleyen bölge savcısı Harvey Dent, Batman tarafından öldürülür. Batman ve arkadaşı polis memuru Gordon, Dent’in cinayetlerini halk duyacak olursa şehrin moralinin bozulacağını fark ederler. Batman Gordon’u cinayetlerden Batman’i sorumlu göstererek Dent’in imgesini korumaya ikna eder; Gordon Bat-Sinyali bozar ve şehirde Batman avı başlar. Filmin son mesajı halkın moralini bozmamak için yalan söylemenin zorunlu olduğudur: sadece bir yalan kurtarabilir bizi. Paradoksal bir şekilde, filmdeki tek doğruluk figürünün Joker, yani filmin baş haydutu olmasına şaşmamak gerek. Onun Gotham Şehri’ne saldırılarının hedefi açıkça söylenir: Batman maskesini çıkarıp da gerçek kimliğini gösterinceye kadar sürdürecektir saldırmayı; bu ifşayı engellemek ve Batman’i korumak isteyen Dent, basına kendisinin Batman olduğunu söyler – bir yalan daha. Joker’i tuzağa düşürmek için, Gordon kendi (sahte) ölümünü sahneler – yalanın bini bir para.

Peki, öyleyse, Maskenin altındaki gerçeği ortaya çıkarmak isteyen, bu ifşanın toplum düzenini bozacağına inanan bu Joker nedir? Bir terörist mi? Filmin sıra dışı popülerliği de onun bizim ideolojik-politik burcumuzun bir damarını yakaladığını göstermiyor mu: yani gerçeğin istenen bir şey olmamasını? Bu açıdan, Karanlık Şövalye aslında Vahşi Batı’yı uygarlaştırmak için Yalanın Doğru seviyesine çıkarılması gerektiğini, kısacası bizim uygarlığımızın bir Yalan üzerinde yükseldiğini gösteren iki John Ford westerninin (Apaçi Kalesi ve Liberty Valance’ı Vuran Adam) yeni bir versiyonudur. Burada sorulacak soru şu: Neden, tam da bu anda, toplumsal sistemi sürdürmek için bir Yalana yeniden ihtiyaç duyulur? Leo Strauss’un yeniden güncel olması nereden gelir?

Demokrasinin içkin krizi aynı zamanda Leo Strauss’un yeniden popüler olmasının nedenidir: onun politik düşüncesinin bugün önemli olan yanı elitist demokrasi fikri, yani “zorunlu yalan” düşüncesi, elitlerin yönetmesi gerekir, neler olup bittiğini (iktidarın acımasız maddeci mantığını vb.) gerçekten bilerek ve insanları tatlı cehaletleri içinde mutlu tutmak için masallarla beslemesi gerekir düşüncesidir. Strauss’a göre, Sokrates’in dava ve idam edilmesinden çıkacak ders Sokrates söylenen suç işlediğiydi: felsefe topluma bir tehdittir. Tanrıları ve şehrin ethosunu sorgulayan felsefe, yurttaşların sadakatini ve böylece normal toplumsal yaşamın temelini kırar. Yine de felsefe ayrıca insanca işlerin en yüksek, en değerli olanıdır. Bu çelişkinin çözümü filozofların öğretilerini sır olarak saklaması, onları ezoterik “satır aralarında” yazma sanatıyla aktarmalarıydı. Felsefenin Platon’dan Hobbes ve Locke’ye uzanan “Büyük Geleneğinde” bulunan gerçek, saklı mesaja göre tanrılar yoktu, ahlak temelsiz önyargıdan ibaretti ve toplum doğaya yaslanmıyordu...

Öyleyse, Wikileaks ile ABD İmparatorluğu arasındaki mücadeleyi nasıl değerlendireceğiz – Wikileaks’in gizli ABD devlet belgelerini yayınlaması bilgi özgürlüğünü desteklemek için yapılmış bir eylem mi, yoksa dengeli uluslararası ilişkilere tehdit oluşturan terörist bir eylem mi? Fakat ya asıl mücadele bu değilse, ya can alıcı bir ideolojik ve politik mücadele Wikileaks’in kendi içinde yürüyorsa: gizli devlet belgelerini yayınlama gibi radikal bir eylemle, bu eylemin içinde Wikileaks’in de yer aldığı hegemon ideolojik-politik alana, yeniden yerleşme tarzı arasında bir mücadele varsa? (...)

devamı için bkz.
http://sabitfikir.com/dosyalar/wikileaks-ya-da-terbiyesiz-olmak-ne-zaman-vazifemiz-olur

çevirisinden bir parça aktarmama izin veren Sabri Gürses'e teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder